Yahudiler Lanetlenmiş midir?
İsrail devletinin 40 yıla aşkın bir süredir Filistini işgal etmesi ve burada yaptığı zulüm devam ederken, son günlerde Lübnan’da giriştiği katliamlar, tüm dünyada ve özellikle de İslam dünyasında son derece tepki doğurdu. İnsani kaygılarla bir çok köşe yazarı gazetelerinde bu anlamsız ve acımasız saldırıyı kınayan yazılar yazdılar.
Bu tepkiler içinde bir köşe yazarı Yahudi ırkına İslami persfektiften nasıl bakılması gerektiğini sorgulayıp, Kuran’da Yahudi ırkının lanetlenip lanetlenmediğini sormuş ve Kuran’ın ırkçı bir kitap olup olmadığına cevap aramış.
Kuran’da bazı ayetler de Yahudilerin seçilmiş olduğundan söz ederken bazı ayetler de ise lanetlendiklerinden söz etmektedir. İlk bakışta bu iki anlatım arasında bir çelişki olduğu düşünülebilir. Zaten bir çok ateizm propagandası yapan sitede de bu ayetler arasında bir çelişki olduğu iddia edilip Kuran’a eleştiri getirilmeye çalışılmaktadır.
Bazı Hıristiyan ve Yahudi çevreler de bu ayetlerdeki ifadeleri kendi amaçları doğrultusunda yanlış yorumlayarak Kuran’ın ırkçı bir yaklaşımı olduğunu iddia etmektedirler.
Fakat konu ile ilgili ayetler incelendiğinde hem Kuran’da Yahudilere nasıl anlatıldığı daha iyi anlaşılacaktır, hem de ayetler arasında bir çelişkinin olmadığı görülecektir.
Kuran’da temel olarak sadece ırka dayalı değil, cinsiyete dayalı da bir üstünlüğün olamayacağı açıkça belirtilmektedir:
Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. ( 49 Hucurat Suresi, 13)
Allah katında ölçü insanların ırkı yada cinsiyeti değildir. Doğuştan sahip olunan özellikler bir üstünlük vesilesi olamaz. Allah Tekasür suresinde kendi soyuyla ve çokluklarıyla insanların övünmesini açıkça eleştirmektedir:
Çoklukla övünmek, sizi ‘tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.’ “Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.” Hayır; ileride bileceksiniz. ( 102 Tekasür Suresi, 1-3)
Yüce Rabbimiz Kuran’da insanların peygamber soyunda bile gelse doğuştan bir üstünlüğünün olamayacağın İbrahim kıssasında şöyle vurgulamaktadır:
Hani Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e): “Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım” dedi. (İbrahim) “Ya soyumdan olanlar?” deyince (Allah “Zalimler Benim ahdime erişemez” dedi. ( 2 Bakara Suresi, 124)
Bir insan peygamber soyunda bile gelse, sonuçta zalimlerden olabilir. İnsanlar ister farklı bir ırktan gelsin, isterse de Rabbimizin seçtiği bir peygamberin soyunda gelsin, Kuran’a göre doğuştan hiç bir üstünlüğü olmadığı açıktır. Peygamberin soyundan gelmiş olmak hiç bir şey ifade etmez. Bu soydan gelip cehennem de insan çok rahatlıkla gidebilir.
Bu durumda Yahudilerle ilgili Kuran’daki ayetleri nasıl anlamamız gerekir?
Musa kıssasında Yahudilerle bahseden bir ayetlerde onların neden lanetlendiği şöyle anlatılmaktadır:
Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs’le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz? Dediler ki: “Bizim kalplerimiz örtülüdür.” Hayır; Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder. Allah Katından yanlarında olan (Tevrat)ı doğrulayan bir kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkar edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkar ettiler. Artık Allah’ın laneti kafirlerin üzerinedir. ( 2 Bakara Suresi, 87-89)
Bakara suresindeki bu ayetler dikkatli okunduğunda lanetlenen insanların tüm Yahudi ırkı olmadığı anlaşılmaktadır. Burada lanetlenen Musa’ya, ondan sonra gelen bir çok peygambere ve İsa’ya iman etmeyen, yalanlayan ve öldürmeye kalkan kişilerdir. Tüm ırkı kapsayan bir durum olmadığı gibi o dönemde yaşayan Yahudilerin tamamını da kapsamaz. Sadece o dönemde yaşayan ve inkarcı olan Yahudileri kapsamaktadır. Bu insanların lanetlenmesinin nedeni Musevi dinine tabi oldukları için değil, aksine gerektiği gibi bu dine uymadıkları içindir. Tevrat’a uyan iyi birer Yahudi olmadıkları için Allah bu kişileri eleştirmiştir.
Ayetlerde lanetlenen ayrıca sadece Yahudi ırkında gelen inkarcılar da değildir. Allah tüm inkar edenleri lanetlediğini Ali İmran suresinde şöyle açıklamaktadır:
Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez. İşte bunların cezası, Allah’ın meleklerin ve bütün insanların lanetlerinin üzerine olmasıdır. ( 3 Ali İmran Suresi, 86-87)
Ayrıca Yahudiler kendilerine gönderilen elçilere uyduklarında, Allah onları üstün kılmıştır:
Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere üstün kıldığımı hatırlayın. ( 2 Bakara Suresi, 47)
Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere muhakkak üstün kıldığımı hatırlayın. ( 2 Bakara Suresi, 121-122)
Burada unutulmaması gereken bir diğer noktada da Musa, İsa gibi peygamberlerin de Yahudi soyundan olduğudur. Kuran’da adı geçen 25 peygamberden 23’ü Yahudi ırkındandır. Bunlar Yahudilerin olduğu kadar Müslümanların da peygamberidir. Hepsi de Allah’ın elçisidir ve bizler için örnek insanlardır. Sadece Peygamberler değil Hz. İsa’nın Annesi Hz. Meryem annemiz de Yahudi ırkındandır ve Allah onu takvasından dolayı ( ırkından dolayı değil), tüm kadınlardan üstün kılmıştır:
Hani melekler: “Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı,” demişti. ( 3 Ali İmran Suresi, 42)
Ayetlerden de anlaşılacağı gibi Kuranı kendisine ölçü alan bir kişi lanetlenmiş bir ırktan söz etmesi söz konusu olamaz. Bundan söz eden kişi İslami bir bakış açısıyla değil sadece ırkçı bir bakış açısıyla konuyu değerlendirmiş olur.
Buradan yola çıkarak İsrail’in değerlendirirken de toptancı bir yaklaşımdan sakınmak gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Lübnan ve Filistin’de katliamlara imza atan Seküler yönleri ağır basan Siyonist ırkçı Yahudilerdir. Yahudi devleti kurulduğundan beri bu ideoloji tüm İsrail de hakim olmuştur. Bu ırkçı zalim yönetimin yanında uygulamaları kabul etmeyen, karşı çıkan, bu kişileri Tevrat’a uymaya çağıran yada insani değerler saygı göstermelerini isteyen başka Yahudiler de İsrail’de yaşamakta ve yapılanları eleştirmektedir.
Şu anda yönetimde bulunan hükümetin büyük ortağı olan Kadima partisi de seçimleri barış getirecekleri vaadiyle propaganda yapmış ve bu ılımlı yaklaşımıyla seçimleri kazanmıştır. Fakat seçimlerden sonra tüm vaatlerinin tersine savaşı ve zulmü seçmiştir.
Kuran’a göre insanlar yaptıkları zulüm ve haksızlıktan dolayı lanetlenirler. Bu açıdan acımasızca insanları bombalayan; kadın, yaşlı, çocuk demeden hedef gözetmeksizin insanları öldüren, kendisi üstün bir ırk zannederek başkalarının topraklarına el koyma hakkının olduğunu düşünen ve savunmasız insanları yurtlarından çıkaranları lanetliyorum. Buradaki ölçümüz ırk temelinde değil, insanı değerler temelindedir. Allah’ın ve tüm insanların laneti bu zalimlerin üstüne olsun.