26 Kasım 2013 Salı



Yahudiler Lanetlenmiş midir?


İsrail devletinin 40 yıla aşkın bir süredir Filistini işgal etmesi ve burada yaptığı zulüm devam ederken, son günlerde Lübnan’da giriştiği katliamlar, tüm dünyada ve özellikle de İslam dünyasında son derece tepki doğurdu. İnsani kaygılarla bir çok köşe yazarı gazetelerinde bu anlamsız ve acımasız saldırıyı kınayan yazılar yazdılar.
Bu tepkiler içinde bir köşe yazarı Yahudi ırkına İslami persfektiften nasıl bakılması gerektiğini sorgulayıp, Kuran’da Yahudi ırkının lanetlenip lanetlenmediğini sormuş ve Kuran’ın ırkçı bir kitap olup olmadığına cevap aramış.

Kuran’da bazı ayetler de Yahudilerin seçilmiş olduğundan söz ederken bazı ayetler de ise lanetlendiklerinden söz etmektedir. İlk bakışta bu iki anlatım arasında bir çelişki olduğu düşünülebilir. Zaten bir çok ateizm propagandası yapan sitede de bu ayetler arasında bir çelişki olduğu iddia edilip Kuran’a eleştiri getirilmeye çalışılmaktadır.
Bazı Hıristiyan ve Yahudi çevreler de bu ayetlerdeki ifadeleri kendi amaçları doğrultusunda yanlış yorumlayarak Kuran’ın ırkçı bir yaklaşımı olduğunu iddia etmektedirler.
Fakat konu ile ilgili ayetler incelendiğinde hem Kuran’da Yahudilere nasıl anlatıldığı daha iyi anlaşılacaktır, hem de ayetler arasında bir çelişkinin olmadığı görülecektir.
Kuran’da temel olarak sadece ırka dayalı değil, cinsiyete dayalı da bir üstünlüğün olamayacağı açıkça belirtilmektedir:

Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. ( 49 Hucurat Suresi, 13)

Allah katında ölçü insanların ırkı yada cinsiyeti değildir. Doğuştan sahip olunan özellikler bir üstünlük vesilesi olamaz. Allah Tekasür suresinde kendi soyuyla ve çokluklarıyla insanların övünmesini açıkça eleştirmektedir:

Çoklukla övünmek, sizi ‘tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.’ “Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.” Hayır; ileride bileceksiniz. ( 102 Tekasür Suresi, 1-3)

Yüce Rabbimiz Kuran’da insanların peygamber soyunda bile gelse doğuştan bir üstünlüğünün olamayacağın İbrahim kıssasında şöyle vurgulamaktadır:

Hani Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e): “Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım” dedi. (İbrahim) “Ya soyumdan olanlar?” deyince (Allah “Zalimler Benim ahdime erişemez” dedi. ( 2 Bakara Suresi, 124)

Bir insan peygamber soyunda bile gelse, sonuçta zalimlerden olabilir. İnsanlar ister farklı bir ırktan gelsin, isterse de Rabbimizin seçtiği bir peygamberin soyunda gelsin, Kuran’a göre doğuştan hiç bir üstünlüğü olmadığı açıktır. Peygamberin soyundan gelmiş olmak hiç bir şey ifade etmez. Bu soydan gelip cehennem de insan çok rahatlıkla gidebilir.
Bu durumda Yahudilerle ilgili Kuran’daki ayetleri nasıl anlamamız gerekir?
Musa kıssasında Yahudilerle bahseden bir ayetlerde onların neden lanetlendiği şöyle anlatılmaktadır:

Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs’le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz? Dediler ki: “Bizim kalplerimiz örtülüdür.” Hayır; Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder. Allah Katından yanlarında olan (Tevrat)ı doğrulayan bir kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkar edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkar ettiler. Artık Allah’ın laneti kafirlerin üzerinedir. ( 2 Bakara Suresi, 87-89)

Bakara suresindeki bu ayetler dikkatli okunduğunda lanetlenen insanların tüm Yahudi ırkı olmadığı anlaşılmaktadır. Burada lanetlenen Musa’ya, ondan sonra gelen bir çok peygambere ve İsa’ya iman etmeyen, yalanlayan ve öldürmeye kalkan kişilerdir. Tüm ırkı kapsayan bir durum olmadığı gibi o dönemde yaşayan Yahudilerin tamamını da kapsamaz. Sadece o dönemde yaşayan ve inkarcı olan Yahudileri kapsamaktadır. Bu insanların lanetlenmesinin nedeni Musevi dinine tabi oldukları için değil, aksine gerektiği gibi bu dine uymadıkları içindir. Tevrat’a uyan iyi birer Yahudi olmadıkları için Allah bu kişileri eleştirmiştir.
Ayetlerde lanetlenen ayrıca sadece Yahudi ırkında gelen inkarcılar da değildir. Allah tüm inkar edenleri lanetlediğini Ali İmran suresinde şöyle açıklamaktadır:

Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez. İşte bunların cezası, Allah’ın meleklerin ve bütün insanların lanetlerinin üzerine olmasıdır. ( 3 Ali İmran Suresi, 86-87)

Ayrıca Yahudiler kendilerine gönderilen elçilere uyduklarında, Allah onları üstün kılmıştır:

Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere üstün kıldığımı hatırlayın. ( 2 Bakara Suresi, 47)

Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere muhakkak üstün kıldığımı hatırlayın. ( 2 Bakara Suresi, 121-122)

Burada unutulmaması gereken bir diğer noktada da Musa, İsa gibi peygamberlerin de Yahudi soyundan olduğudur. Kuran’da adı geçen 25 peygamberden 23’ü Yahudi ırkındandır. Bunlar Yahudilerin olduğu kadar Müslümanların da peygamberidir. Hepsi de Allah’ın elçisidir ve bizler için örnek insanlardır. Sadece Peygamberler değil Hz. İsa’nın Annesi Hz. Meryem annemiz de Yahudi ırkındandır ve Allah onu takvasından dolayı ( ırkından dolayı değil), tüm kadınlardan üstün kılmıştır:

Hani melekler: “Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı,” demişti. ( 3 Ali İmran Suresi, 42)

Ayetlerden de anlaşılacağı gibi Kuranı kendisine ölçü alan bir kişi lanetlenmiş bir ırktan söz etmesi söz konusu olamaz. Bundan söz eden kişi İslami bir bakış açısıyla değil sadece ırkçı bir bakış açısıyla konuyu değerlendirmiş olur.
Buradan yola çıkarak İsrail’in değerlendirirken de toptancı bir yaklaşımdan sakınmak gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Lübnan ve Filistin’de katliamlara imza atan Seküler yönleri ağır basan Siyonist ırkçı Yahudilerdir. Yahudi devleti kurulduğundan beri bu ideoloji tüm İsrail de hakim olmuştur. Bu ırkçı zalim yönetimin yanında uygulamaları kabul etmeyen, karşı çıkan, bu kişileri Tevrat’a uymaya çağıran yada insani değerler saygı göstermelerini isteyen başka Yahudiler de İsrail’de yaşamakta ve yapılanları eleştirmektedir.
Şu anda yönetimde bulunan hükümetin büyük ortağı olan Kadima partisi de seçimleri barış getirecekleri vaadiyle propaganda yapmış ve bu ılımlı yaklaşımıyla seçimleri kazanmıştır. Fakat seçimlerden sonra tüm vaatlerinin tersine savaşı ve zulmü seçmiştir.
Kuran’a göre insanlar yaptıkları zulüm ve haksızlıktan dolayı lanetlenirler. Bu açıdan acımasızca insanları bombalayan; kadın, yaşlı, çocuk demeden hedef gözetmeksizin insanları öldüren, kendisi üstün bir ırk zannederek başkalarının topraklarına el koyma hakkının olduğunu düşünen ve savunmasız insanları yurtlarından çıkaranları lanetliyorum. Buradaki ölçümüz ırk temelinde değil, insanı değerler temelindedir. Allah’ın ve tüm insanların laneti bu zalimlerin üstüne olsun.

16 Kasım 2013 Cumartesi





Göz Tembelliğinden Kurtulmak

Her 100 çocuktan 2-3'ünde Ambliopi (göz tembelliği)'ne rastlanmaktadır.

Erken tespit ve tedavi edilmezse genç erişkinlerde en sık görülen görme sorunu olarak karşımıza çıkar. Hiç şikâyet olmasa bile 6 ay-1 yaş arası, 3-5 yaş arası ve 7 yaş civarlarında rutin göz muayenesi gerekir.

Ambliopi (Göz Tembelliği), görme veya göz tembelliği olarak anılan ve görme keskinliğinde tek veya iki taraflı belirgin düşüklükle karakterize olan bir durumdur.

Görme göz ve beynin koordine çalışmasıyla gerçekleşir. Normalde dış dünyadaki görüntüler her iki gözümüze birden sinirsel uyarılar olarak gelir. Herhangi bir nedenle iki gözdeki görüntü tek görüntüye dönüştürülemezse bir gözden beyne daha zayıf uyarı ulaşır. Böylece daha düşük görme gerçekleşir.
Ambliopide gözler anatomik olarak tamamen normaldir.

Ambliopi ne kadar yaygındır?

Ambliopiye her 100 çocuktan 2-3 tanesinde rastlanmaktadır. Erken tespit ve tedavi edilmezse genç erişkinlerde en sık görülen görme sorunu olarak karşımıza çıkar.

Ambliopi yaşamda iş seçiminde, okul ve arkadaşlık ilişkilerinde, sağlam gözün herhangi bir nedenle kaybı durumunda çocuğu psikososyal yönden etkileyen ciddi ve maddi külfetli sosyal bir sorundur. Bu yüzden erken tanı çok önemlidir.

Göz tembelliğini erken teşhis etmek amacıyla gelişmiş ülkelerde kreşlerde görme taramaları yapılmaktadır.

Çocuğumu Ambliopi'den korumak için ne yapabilirim?

Ambliopi ne kadar erken yakalanırsa tedavisi o kadar başarılı olur ve kısa sürer. Bu yüzden hiç şikayet olmasa bile 6 ay-1 yaş arası, 3-5 yaş arası ve 7 yaş civarlarında rutin göz muayenesi gerekir. Bunun dışında aşağıdaki belirtiler görülürse doğumdan itibaren hiç beklemeden çocuk göz uzmanına (pediatrik oftamolog) başvurulmalıdır.

Şaşılık, erken doğum, gözde beyazlık, nistagmus (gözlerde titreme)

Cisimlere yakından veya yan bakma

Başı omuza eğerek veya çeneyi kaldırarak bakma

Gözleri ovuşturma, kırpıştırma, gererek açma

Bir gözü kısma veya kapatma

Ailede gözlük kullanımı veya tembellik

Ambliopi çeşitleri ve nedenleri nelerdir?

1- Şaşılık Ambliopisi: Şaşılıkta gözler paralel bakamadığından kayan gözde tembellik gelişir. Göz doktoruna götürmekte geç kalındıkça tedavisi güçleşir, hatta düzeltilemez ve kalıcı hale gelir. Gözde en çok tembellik oluşturan neden şaşılıktır.

2- Anizometropik Ambliopi: Bir gözde veya her iki gözde birden kırma kusurunun yüksek olması (Gözlük gerektiren durumlar) da tembelliğe neden olur.

3- Deprivasyon (Yoksunluk) Ambliopisi: Ptozis (kapak düşüklüğü), katarakt, kornea opasiteleri, göziçi kanamaları gibi rahatsızlıklarda tedavide gecikilirse tembellik gelişir. Göz tembelliği, ancak gerçek rahatsızlıktan sonra tedavi edilebilir.

4- Organik Ambliopi:%10 oranında rastlanır, görmenin geri dönmesi zordur. Optik sinir hipoplazisi, kolobomu (doğuştan göz sinirinin gelişmemiş veya az gelişmiş olması), miyelinli sinir lifleri varlığında oluşur.

Göz tembelliği nasıl tedavi edilir?

Göz tembelliği tedavisinin temelinde tembel olan gözün çalıştırılarak beyin ile olan sinirsel bağlantılarının güçlendirilmesi yatar.

Öncelikle göz muayenesi yapılarak ihtiyaç varsa gözlük verilir.

Sağlam göz belirli süreler ile kapatılarak tembel göz çalışmaya sevk edilir. Bu çalışma evde yapılabildiği gibi CAM çalışması şeklinde (ki bu durumda çocuk belli bir yaşa ve görme düzeyine sahip olmalıdır) de yapılabilir.

Seyrek olarak kapatmaya dirençli çocuklarda ise sağlam gözde gözbebeği genişletilip bulanık görme yaratılır, yani tembel gözü çalıştırmaya sevk edecek damla tedavisi uygulanır.

Ambliopi tedavisi çocuk, aile ve hekim koordinasyonunu gerektiren bir tedavidir. En iyi sonuçlar ilk 4 yaşta alınmaktadır. 4-7 yaş arası çocuğun kapatmaya direnç gösterdiği, hem aile hem çocuk için zorlu bir dönem olmasına rağmen bu yaşta da sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür. Daha önceleri 10'lu yaşlarda terk edilen ambliopi tedavisi son çalışmalar ışığında günümüzde 15 yaşa kadar sürdürülebilmektedir.

10 Kasım 2013 Pazar



19.yüzyıla ait olduğu düşünülen bir kadının kalbinde nelerin olduğunu gösteren harita basılmış
ABD’de 1830′ların sonunda bir kadının kalbinde nelerin olduğuna dair basılan haritada, kadının kalbindeki şehirler, dağlar, bayırlar, düzlükler vapurlar yer alıyor.
19. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen www. 5harfliler.com'da yayımlanan bu haritayı Kiraz Akın şöyle yorumluyor:
Bir kadının kalbinde nelerin olduğuna dair bir harita bu gördüğünüz. ABD’de 1830′ların sonunda basılmış. En altında bunu bir kadının çizdiğine dair bir not olmasına rağmen, hemen bütün kaynaklar haritanın kuvvetle muhtemel bir erkek tarafından tasarlandığını yazıyor. İşin doğrusu bana da öyle geliyor. En alttaki not ise haritanın, kadın kalbinin iç haberleşmesini, olanaklarını ve tehlikelerini, kalbin seyyahları için sergilediği belirtilmiş.

İşin doğrusu bana da öyle geliyor. En alttaki not ise haritanın, kadın kalbinin iç haberleşmesini, olanaklarını ve tehlikelerini, kalbin seyyahları için sergilediği belirtilmiş.

Kalbin merkezinde sevgi şehri ve ilçesinin yer aldığını görüyıoruz. Neden hem şehir, hem ilçe bilmiyorum, belki kapsamı genişlesin diyedir? Bunun dışında kalp esas olarak bir kaç ana bölgeye ayrılıyor. Elbise sevgisi diyarlarında moda piramitleri anıtsal şekilde yükseliyor. Tüy tepesi, saten düzlükleri, şapka sırtı ve kaşmir ve “tambourion” ormanları burada. (Tambourion’ın bir çeşit kumaş olduğunu tahmin ediyorum, ama yeterli bilgiyi bulamadım). Sağ üstteki zenginlik denizi aslında gösterişçilik diyarına açılıyor. Burada mücevher koyu ve altın zincir burnu var. Evler, arabalar, varlıklar hep bu bölgede. Bunun hemen altında aşırı duygusallık bölgesi derin düşünceleri, fazlaca alınganlığı barındırıyor. Bunun da altında kadınların duyguları umuttan, coşkudan, aklı selimden, sağduyudan, eğiriyi doğruyu ayırd edebilmeden ve sabırdan ibaret. Duygu dünyasının hemen yanıbaşında, kalbin sol alt köşesinde bencillik diyarı var. Hepbanacılık, keyifçilik burada ve bir buharlı gemi kanalıyla bu bölgeden elbise sevgisi bölgesine kalkan vapurlar mevcut. Bencillik diyarının dış çeperinde kayıtsızlık şehri kurulmuş. Kalbin sol üst köşesinde ise işve, cilve diyarı yer alıyor. Burada ne ararsanız var: Kararsızlık, belirsizlik, kaprislilik. Kalbin ana bölgelerinden biri hayranlık müessesesi de sağ üst köşede kurulmuş. Evlilik yüksek tepelerinin hemen eteğinde hile hurda düzlükleri uzanıyor.

İşte bunlar hep 19. yüzyılın sanayileşen Amerikasında oluşturulmaya çalışılan gerçek kadınlığın olmazsa olmazları. Ne diyordu alt yazı: Seyyahları için kadın kalbinin iç haberleşmesi, olanakları ve tehlikeleri.

Bunlar dışında, çözemediğim, okuyamadığım, anlamlandıramadığım birtakım maskaralıklar da var. Bu kadarını bile okuyacağım diye gözlerimi kısmaktan, bir hal oldum. Kalanını da beraber çözeriz belki. Mesela neden cilve diyarının ortasında bir çadır alanı olduğunu hiç anlayamadım. Neden sizce?

1 Kasım 2013 Cuma

Google Çeviri Hatası ve Çözümü



Merhaba arkadaşlar bu makalemde sizlere bir çok iste sahibinin sitesinin arama sonuçlarında karşılaşmakta olduğu Google Çeviri hatasına sebep olan temel faktörleri ve başta temel olmak üzere çözüm yollarını anlatacağım.

Çeviri Hatası?

Bir sitede olağandan fazla sayıda yabancı dilde metin bulunması ve/veya sitenin backlinklerinde yabancı dilde yayın yapan sitelerin,yerel yayın yapan sitelere kıyasla(Türkçe) fazla veya otoriter olması sonucu Google botları tarafından o sitenin bir başka dilde yayın yaptığı düşünülerek Google’un yerel arama sonuçlarında aşağıdaki gibi bu sayfanın çevirisini yap ibaresinin ortaya çıkmasıdır.
ayı
Google Çeviri Hatası:

Çeviri Hatasının Sonucu:

Çeviri hatasına giren sitelerin yerel arama sonuçlarındaki otoritesi azalır, arama sonuçlarındaki eski konumlarını koruyamazlar.Global arama sonuçlarında ise gözle görülür ilerleme kaydederler, bunun başlıca sebebi ise backlink kaynaklarının yerel siteler ile sınırlı kalmayıp yabancı dilde, dünyanın bir çok bölgesinde yayın yapan sitelerden oluşuyor olmasındandır.

Daha net anlayabilmeniz için örnek vermemiz gerekirse: xxx.com sitemiz aşırı yabancı kaynaklı backlinkler sonucunda çeviri hatasına girdiğinde. Google.com.TR ( yerel) arama sonuçlarında başta anahtar kelimesi olmak üzere indexlerinin arama sonuçları sıralamasında gerileme olur. Gooogle.com ( Global) aram sonuçlarında ise backlink kaynaklarının globalleşmesinden ötürü ilerleme kaydeder.
Bu sorun yerel yayın yapan sitelerin, istedikleri kitleye ulaşmasında sorun teşkil eder.

Çeviri Hatası Çözümü:

Çeviri hatasının belirli kalıplaşmış çözüm yolları bulunmaktadır; hepsinin ana kilit noktası sitenin çeviriye giriş nedeninde saklıdır. Bu yüzden öncelikle sitemizin çeviriye neden girmiş olduğunu tespit etmeliyiz. Sitemizin bir başka dilde yayın yaptığını düşündürecek derecede (yarısı veya yarısından fazla kadar) yabancı dilde yazılmış içerik var ise öncelikle Türkçe içerikler ekleyerek Türkçe içeriklerin baskın olmasını sağlamalısınız.

Sitemize Aşağıdaki Meta Kodlarını Eklemeliyiz:

<meta http-equiv=”Content-Type” content=”text/html; charset=windows-1254″>
<meta http-equiv=”Content-Type” content=”text/html; charset=iso-8859-9″>
<meta http-equiv=”Content-Language” content=”tr”>

Yukarıdaki kodlar sitenizin Türkçe dilinde yayın yapmakta olduğunu Google botlarına bildirir ve sitenizin Translate tarafından çevrilmesine engel olur ,tabi engel olabildiği kadar.

Google Webmaster Tolls’ta sağ kısımda yer alan Anahtar Simgesine Tıklayıp > ardından Site Ayarlar seçeneğini seçerek sitemizin Coğrafi konumu yabancı bir ülke olarak görünüyor ise Türkiye olarak güncelliyoruz.
Ceviri Hatası - Cografi Konum Belirleme

Devamı: http://hayalcin.com/google-ceviri-sorunu-ve-cozum-yollari.html